Evet , sakın bu kitabı yalama , çünkü mikrop dolu . Çevremizde ki her şeyde olduğu gibi .
Tam bu giriş cümlelerini okurken sizin de aklınıza gün içinde en çok yaptığınız şey geldi mi ?
‘ Dışardan geldin , ellerini yıkadın mı ? Mikrop doludur şimdi ellerin ‘ , ‘ Kalemin ucunu neden ısırıyorsun , mikrop dolu o ‘ , ‘ O elmayı yıkamadan yiyemeyeceğini biliyorsun , mikrop dolu ‘ , ‘ Hemen o pis su birikintisinden uzaklaşın , mikrop kapacaksınız , kime söylüyorum …. Ve daha bir çok benzeri cümleyi gün içinde çocuklarımıza o kadar çok kullanıyoruz ki , sanırım bazen bıktıracak ya da ters tepki yapacak kadar çok yapıyoruz bunu .
Eğer biraz hassas ve ayrıntılara fazla takılan bir çocuğunuz varsa bu biraz sorun olabiliyor . Mesela zavallı Buse anne , baba ve öğretmen sözünü fazla önemseyip dikkate alan bir çocuk , yani ona ‘ inanmıyorum , elini yıkamadın mı ? ahh şimdi o mikroplar ‘ diye cümleye başladığınızda o anında kafasında bin türlü durum kurguluyor 😀 bir anda gözleri doluyor ve soluğu banyoda alıyor .
Bazen bize çok basit gelen olgular onların gözünde inanılmaz boyutlara geliyor ve olayı çok farklı hayal ediyorlar . Bir anda olması gerektiğinden çok daha fazla korkabiliyorlar . Hatta bunu takıntı haline getirebiliyorlar . Ben Buse’ye ‘Bu Kitabı Yalama ‘ yı okuyana kadar onun mikroplardan korktuğunu pek fark etmemiştim . Ama korkuyormuş 😀
Kitabın kapağı bir anda enerjinizi yükseltiyor , sevimli adı ise hemen bir merak uyandırıyor . Her şeyi yalayan bir kardeşin varlığından dolayı kitabın adını ilk söylediğimde Buse güldü ve ‘yoksa kardeşim için mi bu kitap ‘ dedi ve en sevdiği cevabı aldı ‘ tabii ki önce senin için , sonra kardeşine sen okuyacaksın ‘ ….
Kitabın sayfalarını çevirdiğinizde sizi kocaman gülüşlü , sevimli mavi mikrop Min karşılıyor .
Min ile tanıştıktan sonra sayfaların arasında kaybolmaya başlıyorsunuz . Çoğul konuşuyorum , çünkü kitabı okurken sizin ilginizi dinleyiciden daha fazla çekiyor 😀 .
Min ile tanıştıktan sonra kitabın sayfaları arasında minik bir maceraya davet ediliyoruz . Buse , Min’in yaşadığı yeri önce biraz garipsedi ve yaşadığı yere dokunmak için bir an ‘acaba ‘ dedi . Sonra kıkırdayarak Min’i minicik parmağına aldı . ( Min artık parmağında dediğimde ilk tepkisi harikaydı 🙂 çocuk kalbinin bu saflığına bayılıyorum )
Artık Min parmağında olduğuna göre maceraya başlayabilirdik . Önce Min ile birlikte dişlerimize gittik . Bir dişin çok , çok , çok yakından çekilmiş ve 10.000 kat büyütülmüş fotoğrafı Buse kadar beni de şaşırttı . Ama Rey ve arkadaşlarının varlığı ikimizi de şaşırtmadı 😀 Ahhh o sevimli topitopun ve buz gibi kolanın yaptıklarına bak 🙂
Min’ i ile maceraya devam ederken bir baktık yanımızda Rey’de var . Hemen yolculuğa devam ettik . Bu defa bir tişörtteydik , çok yakından baktık ve ter kokmamıza neden olan , bizi kaşındıran Den ile arkadaşlarını gördük . Yeşil tişörtün çok çok yakından çekilmiş fotoğrafı bize amazon ormanlarını hatırlattı .
Maceramız burada bitti mi acaba derken birden daha kalabalık olarak son bir yolculuğa doğru yola çıktık . Yeni yolculuğumuz göbek deliğiydi . Ama burada çok oyalanmadık , malum mikroplar iş başında Cek ve arkadaşlarına yeni ekip arkadaşları eklemeyelim . Son kez göbek deliğine dokunarak bizim çocukları aldık ve Min’i ait olduğu yere , kitaba geri bıraktık . Cek , Rey ve Den ‘de Min ile kalmak istedi . Bizce sorun yok , nasıl olsa kitapta bolca yer var ve bu kitabı kimse yalamayacak 😀
Biz kitabı çok sevdik , ilk başta İdan Ben -Barak abinin belirlediği macera yolundan gittik ama sonra ki okumalarımız da Min ve arkadaşları yastığa , kulağa , burun deliklerine , karyolanın ayağına doğru maceraya atıldılar. Linnea Rundgren ablamızın fotoğraf makinesi ve karmaşık ekipmanları ile yanımızda olup bizim macera yolumuzu mikroskobik olarak çekmesini isterdik tabii . Neyse ki Buse ve ben resim yapmayı çok seviyoruz . Julian Forst ‘un çizdikleri kadar olmasa da Min , Den , Rey ve Cek için yeni arkadaşlar çizdik ve bunu yaparken çok eğlendik. Kitabı her okuduğumuzda çok eğlendiğimiz gibi 🙂
Bu Kitabı Yalama üç yaş üzeri için çok keyifli bir kitap . Özellikle sizin okumalarınızı yeni dinlemeye başlayan afacanlar için . Kısa , dikkat çekici ve interaktif bir kitap . Ben kendi adıma böyle kitapları çok seviyorum . Zorla bir şeyler öğretmeyen , bir alışkanlık kazandırmaya uğraşmayan ama aslında çocuğun , kitabın etkisi ile kendi isteği doğrultusunda bir şeyler yaptığı kitapları daha bi fazla seviyorum .
Kitap kısacık ama aslında çok uzun . Yani her okuduğunuzda kendi maceranıza çıkacak kadar ve yeni bir ayrıntıyı fark edecek kadar uzun . Tekrar tekrar okunacak kadar da keyifli .
Yazan : Idan Ben – Barak
Resimleyen : Julian Frost
Mikroskobik Fotoğraflar : Linnea Rundgren
Uçan balık yayınları ( Tudem )
2 Yorum Var
Mikroplar konusunda takıntılı olanların uzak durması gereken bir kitap desene. ama benim gibi, yere düşeni direk çocuğuna veren bi anne için gerekli olduğu kesin.
Aslında bence takıntılı olanlarda olumlu etki yapabilir . Güzel alışkanlıklar kazandıracak bir kitap 🙂 biz mesela en çok çok çok yakından çekilmiş fotoğrafları sevdik . Dün gece başka kitap okuduk , Buse ‘ Bugün Min’i gezdirmedim ‘ dedi 😀