Anıları saklamanın en güzel yolu akılda ve kalpte tutmak , hele hele artık evlerimizin yaşam alanı değil de depolama alanına dönüştüğü bu zamanlarda. ‘Hastane çıkışı , ilk bayramlığı , ilk adım attığı ayakkabısı , ilk defa üstüne kustuğu elbisesi , ilk kelimesini sarf ettiğinde üzerinde olan pantolon ‘ derken ilk olan ( ya da bizim için özel olan ) her şeyi saklıyoruz . Ve bir kedi gibi saklıyoruz çoğumuz . Katlayıp , allayıp pullayıp bir dolabın en derinlerine tıkıştırıyoruz ve varlıklarını bile unutuyoruz . Bu şekilde her yer dolmaya başlıyor . Sonra evde her daim kullandığımız eşyalara yer bulamıyoruz . ( bir serzeniş mi ki bu acaba )
İşin en güzeli bu anılar yığınını ihtiyacı olabileceklerle paylaşmak . Ama tabii yine de 1- 2 parça eşyanın kalmasında sakınca yok 🙂 ( vazgeçemiyordu , bir türlü saklama huyundan vazgeçemiyordu )
Eee madem saklıyoruz bari gözümüzün önünde olsun , gördükçe gülümsetsin ve bir işe yarasın öyle köşe yastığı gibi oturmasın ama benim bu saklama yöntemim köşe yastığı 😀
Pinteresette bu anı saklama ile ilgili o kadar çok fikir var ki , bazıları inanılmaz ilham verici ve yapılası iken bazıları ‘ee ne gerek var ki ‘ modunda .
Benim yaptığım bu köşe yastığı da biraz o modda yani ‘ee ne gerek var ki ‘ ama o minicik çoraplar ve minicik eldiven bir yerlerde öylece saklanacaktı ve unutulacaktı . En azından bir yastık olması daha iyi olacaktı . Ve oldu da .
Ama bu defa tamamen kumaş ilham verdi bana . Kumaşında ayrı bir anısı vardı , bir taşla iki kuş vuracaktım . Bu sevimli kumaşın bütününde sevimli tavşanlar vardı ve kumaşın o kısmı Buse’nin 2.yaş doğum günü elbisesi olmuştu . Pazardan aldığım bu şirin kumaşla hayatımda ilk defa elbise dikmiştim , ve evet evet ve o elbiseyi zavallı yavrucağa doğum gününde giydirdim , neyse ki bizim ki çok havalı doğum günlerinden olmadığı için kimse kol ve yaka kıvrımlarında ki hatayı fark etmedi.
Elbiseden kalan kumaş o kadar küçük bir parçaydı ki atmaya kıyamadığım gibi sadeleşme operasyonu yaptığım bir günde artık daha fazla durmasını da istemiyordum . Tam elden çıkaracaklara ayırırken bir anda yastık fikri geldi aklıma . Çorapları bulup çıkardım . Şöyle ufak bir deneme yaptım . Gayet güzel olacaktı . Hemen çalışmaya başladım . Ve yastığı diktim , çorapları içten görünmeyecek şekilde kumaşa sağlamca el dikişi ile diktim ve içini boncuk elyafla doldurdum . Ayy yine de ben bu çorapların ve eldivenlerin tekini atmaya kıyamadım ve belki bir gün kardeşi olur çorapsız kalırız maazallah diyerek çorapların tekini de yastığın içine doldurdum . ( kardeşi olacak ama umarım yastığı parçalamamızı gerektirecek kadar çorap ihtiyacımız olmaz . )
Şimdi aranızda ‘bizde böyle kumaş yok’ diyenler olursa kumaş size e ilham versin diye paylaştım . Bir parça mavi kumaş , bulut desenleri yapacağınız küçük bir parça beyaz kumaş size yeter . Kuşlar için belki kuş şeklinde arma gibi bir şey olabilir, ya da iğne iplikle işleyebilirsiniz. ( kumaştan kuş yapabilecek kadar yetenekliyseniz çok şanslısınız tabi ) . Yine siyah bir ip ve iğne ile elde elektrik direği (ya da çamaşır askısı ) işleyebilirsiniz. Hatta bu yastıktan çok daha güzel olacaktır.
İşte böylece bir ‘bunlar hep can sıkıntısı’ projemin daha sonuna gelmiş bulunuyorum . Anılarını gözünün önünde birazcık daha işlevsel saklamak isteyenlere , canı sıkılanlara ilham olabildiysem ne mutlu bana . Sevgiler …
2 Yorum Var
Serra,
ilk aklıma gelen bebek doğduktan sonra gelenler altınlarını taksın diye konulan yastıklardı. seni gidi seni:) şaka bir yana çok beğendim. ben de çerceveleye cerceveleye yeni bir duvar öreceğim sanırım.
sevgilerimle,
Ya çok süper fikir! Çorapların tekini içine koymuş olmana da pek güldüm:))