IMG_7029

Fas … Büyülü , masalsı , keşmekeş Fas … Üniversiteden beri gitmeyi en çok hayal ettiğim  ülkeler içinde ilk 3’teydi . Hayal ettiğim diyorum çünkü bir ülkeye gitmemiz için bunu Mehmet ile ortak istemem ve Buse için azda olsa uygun olması gerekiyordu . Ya da  eniştemin ‘Fas’a tur düzenledik , geliyor musunuz ? ‘ demesi.

Biz bu yıl nereye gideceğimize karar vermemişken eniştem bu konuda bize çok yardımcı oldu ve ‘Fas’a gidiyoruz , sizde gelin’ dedi . Fas’ı duyunca benim gözlerim parladı ama Mehmet için çok cazip gelmedi .Bir Avrupa ülkesine gitmeyi daha çok tercih ediyordu ve tatile  bu kadar erken çıkmak istemiyordu . Ortak bir noktada buluşamadık , gitmeyiz derken kısa süre sonra , kısa süre kalmışken kendimi Fas’a gitmek  için hazırlanırken buldum .Ve kesinlikle bu yıl ki tatil planımız için verilmiş en doğru kararmış Fas gezisi.. Yıllar sonra tekrar tam kadro (hatta fazla )   aile ile bir arada olmanın verdiği keyif paha biçilemezmiş. Annem , babam ,çılgın ikizler, görümcem , kızım , eşim , enişteler … kadro büyüktü . Yine İtalya gezimizde ki ekip vardı ayrıca . Ama ilk 3 gün Fas’ta, Marakeş’te  sadece kocaman ailemleydim .

IMG_6985

Ablam ve eniştem 2 yıl önce Fas’a gitmişlerdi ve geldiklerinde ablamın bana ilk söylediği ‘Fas tam senlik ve Mehmet’lik bir ülke , mutlaka gitmelisiniz , her yer tam fotoğraflık, delirirsiniz’ olmuştu .

Gerçekten çok doğruymuş . 2. gün fotoğraf makinamın en sevdiğim lensini kırmama rağmen , gezdiğimiz yerleri genellikle kalabalık olarak  ve kısa sürelerde gezmemize rağmen , 2 bebek 1 çocuğa ve fotoğraf çekmenden rahatsız olan ya da devamlı para talep eden bir halka rağmen 1852 fotoğraf çektim . En azından 1000 fotoğrafı burada paylaşmayı çok isterdim ama tek yazıda (hatta 10 yazıda) mümkün olamayacağı için istemeye istemeye bir çoğunu eledim 🙁 Ve kalan fotoğrafları yaklaşık olarak 6 ayrı yazıya böldüm 🙂 yani sıkı takipçim varsa aranızda bizden ve Fas gezimizden bıkabilirsiniz  😀

IMG_7007

 

IMG_7295

IMG_7897

IMG_7903

Fas’ta 3 ayrı şehir gezdik ; gül kurusu  Marakeş , beyaz Kazablanka ve mavi Rabat . Evet kesinlikle Fas’ta her şehrin bir rengi var . Ablam gezinin son gününde bana ‘sence Fas ne renk ?’ dedi , hiç düşünmeden ‘Biraz mavi biraz sarı ‘dedim .

Mavi Fas’ın ana rengi . Her yerde , her desenin içinde mutlaka bol miktarda mavi var ve eşlikçisi olarak sarı … Mavinin her köşeye hükmetmiş olmasına rağmen Marakeş çok yoğun bir şekilde gül kurusu, soluk pembe ve  toprak renklerinde . Farklı renkte tek bir binaya bile rastlamadım. Zaten bu tonlar dışında başka bir renge boyanmasına izin verilmiyormuş . Dışardan baktığınızda bakımsız , yer yer boyası dökülmüş , çatlamış kocaman duvarlı binalar . Tek süsü kapısı ve penceresi olan binalar . Ama o kapıdan adım attığınız an inanılmaz bir renk ve hareketlilikle sizi  karşılayan  binalar .

Binaların dışı  bakımsız olmasına rağmen her yer çok temiz . Yerlerde tek tük  çöp gördüm  , yürüyerek geçtiğimiz en fakir, viran  mahallelerde bile . Her yerde çok düzenli , özenli çiçek öbekleri vardı . En vasat evin duvarlarından bile kocaman begonviller ve Japon gülleri sarkıyordu . Sigara içen çok az olduğu için izmarit bile yoktu neredeyse . Bana herkesin ilk sorduğu soruydu ‘temiz mi ?’ diye . Emin olun bizden çok daha temizler .  Sadece sokakta satılan tatlıların üzerine aynı anda 50 arı iniş yapıyordu , ama o kadar şerbetli tatlılar için sanırım normal bir tepki arıların ki 🙂

IMG_7710

IMG_7297

IMG_7536

 

IMG_7300

IMG_7513

IMG_7515

IMG_7906

IMG_7517

IMG_7298

IMG_7908

IMG_7522

IMG_7524

 

IMG_7532

 

 

Marakeş tam hayallerimde ki gibi çok çılgın , çok kendi havasında ve oryantal bir şehir . Eski medina tarafında tam bir keşmekeş var . Şehir inanılmaz hareketli . Kadınlar hayatın çok fazla içinde . Sıkı sıkı kapalı olanlar bile çok aktif bir şekilde ya çalışıyor ya alışveriş yapıp geziyorlar . Ve kadınların büyük çoğunluğunu araç kullanıyor özellikle mobilet kullanıyorlar . Uçuşan peçeleri ve entarileri ile kendilerinden çok emin görüntüleri harikaydı.

 

IMG_7051

 

Marakeş’in gerçek ruhunu en fazla hissedeceğiniz yer kesinlikle Cema-ül Fena, yani Kıyamet meydanı . Çok haraketli bir yaşam var o meydanda . Herkes orada . Yılan oynatıcılar , maymunu olanlar , baykuş besleyenler , hennacılar , küçük esnaf , büyük esnaf , dans edenler , şarkı söyleyenler , yemek satanlar …

Günün her saati çok kalabalık . Biz Marakeş’te olduğumuz süre içinde 2 defa ziyaret ettik bu meydanı . Öğlen saatlerinde gittiğimiz meydanda geç saatlere kadar kaldık . Gündüz daha çok turist olan meydanda geç saatten sonra yerel halk ve gösteri yapanlar oluyor . Bizde çekirdeğini alıp çay bahçesine giden aileler gibi . Güneş batmaya başlarken birden etraf kalabalık olmaya başlıyor ve yemek satan esnaf tezgahını kurmaya başlıyor . Güneş battıktan sonra meydanda olmayan tek grup yılan oynatıcılarıydı  sanırım .

IMG_7098

 

IMG_7135

IMG_7929

Meydanın ortasında genellikle ayak üstü atıştırmalıklar satan yemek ve içecek tezgahları , yılan oynatıcısı , maymun sevdirici ( evet tam olarak yaptıkları buydu )  berberi dansları gibi şov yapanlar , dövme yapan kadınlar ve ufak tefek yerel hediyelik eşyalar satan esnaflar var , meydanı çevreleyen alanlarda restoranlar , cafeler , ve daha büyük dükkanlar var . Ve kapalı çarşının giriş kapıları var .

IMG_7855

IMG_7864

IMG_7054

IMG_7059

IMG_7065

IMG_7866

IMG_7868

IMG_7960

IMG_7187

IMG_7151

IMG_7206

IMG_7219
Bu fotoğraf için para ödedim , paylaşmasaydım rahat edemezdim

 

Fotoğraf çekmeyi sevenler için zilyon tane şahane , tam fotoğraflık kare var . Ama fotoğraf çekmek çok zor . Ya gelip para istiyorlar ( verdiğiniz miktar asla yeterli gelmiyor) , ya da  Arapça ‘çekme’ diye söylenip  agresifleşiyorlar. Para talep etmiyorlarsa izinsiz çekilmelerine tepki vermelerini gayet doğal karşılıyorum . Ama yine bir çok turist gibi gördüğüm at bo… nu bile fotoğraflamaktan geri durmadım .

Mesela şu hiçte net olmayan fotoğrafı çekerken darbuka çalan beni anında  fark etti ve grubun bir üyesine gösterdi . Hemen yanımda bitti işareti alan . Verdiğim parayı beğenmedi ve asıl patronu yolladı . Adam deli gibi bağırarak geldi . Her ikimizde hakim olduğumuz ! muhteşem İngilizcemizle bir süre atıştık , ama sonunda ben deplasmanda olduğum için o kazandı ve benden biraz daha para kopardı .

Boynumda asılı duran fotoğraf makinasına gözlerini dikip bakıyorlardı ‘ acaba gizlice deklanşöre basıyor mu ?’ diye .

IMG_7890

IMG_7880

Meydanın en güzel bölümü el yapımı bir çok yerel ürünün satıldığı kapalı çarşıydı . Kesinlikle en büyük şamata orada . Esnaf çok eğlenceli . Her dükkanda kıran kırana bir pazarlık var . Bir çok şeyi almaktan , hatta fiyatını sormaktan sırf pazarlık etmeye üşendiğimiz için vazgeçtik mesela . Ama özellikle ev dekorasyonuna meraklı olanlar için bu çarşı bir vaha . Ama bir çok gezi bloğunda uyardıkları gibi kesinlikle pazarlık yapmadan hiç bir şeyi almayın . Nasıl fiyat kırdıklarına çok şaşıracaksınız .Ama çok beğendiğiniz bir şey olursa bizim yaptığımız hatayı da  yapmayın ve fiyat konusunda çok ısrarcı olmadan , daha iyisini bulurum demeden , sonra tekrar dönerim diye düşünmeden onu alın . Sonra almak istediğiniz bir çok şeyi almadan geri dönüyorsunuz 🙂

IMG_7240

IMG_7838

IMG_7223

Meydandan ayrılmadan önce kendinize ve sevdiklerinize hemen girişte bulunan postaneden kart atmayı unutmayın . Kart bir gün elinize geçtiğinde günün mutluluk sebebi oluyor . Aaa bide umarım pulu aldığınız memur ;sürekli gülen ve şarkı söyler gibi konuşan ve ‘seni pek sallamıyorum ‘ tavrı ile sandalyesinde neredeyse  bağdaş kurarak oturmuş olan memur olur .

IMG_7767

 

IMG_7773

IMG_7819

IMG_7738

Cema – ül fena meydanına yeterince doyunca , ‘ Marakeş’te  gezilecek yerler ‘ listenizde her bir maddenin yanına bir tik koyduğunuzda, artık develeri ziyaret etme zamanınız gelmiş demektir . Buse karabiber ağaçlarının arasında yaptığımız gezintiyi o kadar çok sevdi ki bana defalarca ‘ bu deve bizim olsun mu ‘ diye sordu . Yerel kıyafetleri giyince Marakeş’te kalıp deve ticareti ile uğraşırız diye gaza gelmedim değil .

IMG_7733

Marakeş kesinlikle görülmesi gereken bir yer , her yerinde ayrı bir eğlence var . Benim fotoğraflarımda genellikle ‘eski medina’ diye adlandırılan yerleşimin fotoğrafları var ama şehrin tamamı kesinlikle böyle değil. Nişantaşı havasında bölgeler çok fazla , bir çok ülkeden -hususi- ziyaretçi alan gece kulüpleri var . Halkın gelir düzeyi ya çok yüksek ya da çok çok düşük . Çok lüks arabalar arasında tin tin giden külüstürler çok fazla . Ama trafikte herkes şaşırtıcı derecede çok sakin . Bir birine karşı anlayışlı , hemen bir kısa bir selam, ufak bir özür hoop yola devam . Yani bizde ki gibi ‘neden selektör yaptın , dur ben şu haydarı yoo yoo levyeyi kapıp geleyim bekle sen orada ‘ durumu yok .

Her yer temiz , sigara izmariti ya da çekirdek kabuğu kuleleri yok . Zaten sigara içen çok az-dı. Alkol yok , tüketim çok olmadığı için satan çok fazla esnaf yok .Ama casinolar ve kumarhaneler serbest .

Bir bakıyorsunuz ufak bir karton üzerinde bir Marakeş’li namaza durmuş .Meydanda ve kapalı çarşıda her esnafın hemen yanında küçük bir kova hatta bir bardak su var , o  su ile abdest alıyor.

Türk olduğumuzu hemen anlıyorlar ve Türklere bayılıyorlar , Polat Alemdar ve Tuba Büyüküstün  ‘e hayranlar . Kıvanç Tatlıtuğ dizileri yüzünden bütün Türk erkeklerinin öyle olduğunu düşünüyorlarmış ve tüm Arap kızları Türk erkeklerine hayran 🙂 Büyük çoğunluğunun kalbinde beyaz atlı bir Türk yatmaktaymış 🙂

En az bizde olduğu kadar çok Bim var . Hiç birine girme fırsatımız olmadı ama ürünlerin yüzde kırkı Türkiye’den geliyormuş ve her cuma ‘ Promosyon ‘ günü .

Yiyebileceğiniz en lezzetli etler Marakeş’te ki hayvanların eti olabilir . Özellikle ‘tajin’ kabında ağır ağır pişenler muazzam. Tatlılar o kadar şerbetli ki zavallı arılar tatlıların üzerinden kalkamıyorlar . Ama pis değiller . En fakir insanın bile üstü başı temiz .Ve kesinlikle çok renkliler . Binalara inat erkekler bile mor, mavi , yeşil  kıyafetler giyiyor . Kadınlar zaten rengarenk.

Ve binaların içi inanılmaz süslü , oymalı ve şatafatlı . Öyle altın varaklı değil , gayet ağır işçilik ile bezenmiş, zevkli ve kibar  .

Her yer çok yeşil . Bahçe düzenlemeleri çok başarılı . Begonvilleri ve mor akasyaları kucaklayıp yanınızda götürmek istiyorsunuz .

IMG_7900

IMG_7967

IMG_7971

 

IMG_8059

IMG_8060

IMG_8078

IMG_8105

 

Ve bu güzelliklerin içinde insana inanılmaz bir ilham geliyor . ( ama ilhamın yanında yetenekte şart 😀 ) Ve çevrende bir çok renk olmasına  rağmen Marakeş senin anılarında   gül kurusu olarak kalıyor .

(Visited 1.226 times, 1 visits today)
Yazar

İşte bunlar hep can sıkıntısı

11 Yorum Var

  1. Çok güzel yazmışsın, kendi yazılarım kısa geldi şimdi bunu okuyunca 🙂 Arap ülkeleri hiç ilgimi çekmedi bakalım ne zamana kadar sürecek bu durum…Eline sağlık 🙂

  2. Çok güzel bir gezi olmakla birlikte güzel anlatımızla daha bir zevkli olmuş.
    Rengarenk fotoğraflara bakmak çok güzeldi, heveslendim gidip gezmek için…
    Diğer resimleri sabırsızlıkla bekliyorum.

    Bu arada birşeyi merak ettim, diyelim ki para vermek istemediniz fotoğrafını çektiğiniz kişiye o zaman fotoğrafı silmeniz yeterli oluyormu yoksa havada karada alıyorlarmı o parayı 🙂

    • serrafun Reply

      Çok teşekkür ederim bu güzel yorum için 🙂 Kesinlikle gidip görülmesi gereken yerler . İnsana keyif veren …Çok sıkıp bunaltmadan diğer yazıları da yazıcam 🙂
      İlla o parayı sizden alıyor . Silmeniz onun için hiç bir şey ifade etmiyor zaten amacı sizin çektiğiniz fotoğraftan para almak , bir kere yakaladıysa silseniz de para almadan bırakmıyor valla kaldığınız otele kadar gelirler 🙂

  3. Yaşasın! Beklediğim yazı, çok sevindim bu kadar çok fotoğrafa 🙂
    Senin mavili fotoğrafına da bayıldım, öperimmm canım Serra 🙂

  4. Yazı ve fotoğraflar o kadar güzel ki. Okurken tam da aradığım yazıyı buldum dedim. Fas yıllardır benim de hayallerimde, insallah seneye gitmek ve doya doya özellikle Marakeş’i gezmek cok istiyorum. Siz mayıs ayında mı gittiniz? Sanırım en iyi zamanları o zaman oluyor. Gerçekten eline sağlık, yazı muhteşem olmuş! 🙂

  5. sençokyeteneklisin.net 🙂
    ben de gitmeyi çok arzuluyorum ama eşim turneye gitmiş bi kaç kez ‘çok pis,çok pis’ diyip duruyor. arkadaşım yeni diyorum hem de çocuklarıyla temizmiş diyorum, yok kabul etmiyor. kokuyormuş hahhahaha :)) neyse canım yazılarını okudukça daha çok özeniyorum gitmek için ben de gezmeyi çok seven annemle giderim 😉

  6. Keşfettiğime bu kadar sevindiğim başka bir blog yok! Burası baştan sona çok güzel bir blog ama ben çok sevdiğim bir yazıya yorum yazıyorum şimdilik. 🙂
    Benim görmeyi çok istediğim bir yer yazıyı okurken orada olduğumu hayal edip durdum. umarım bür gün ben de giderim şehir çok güzel. her yer kendiliğinden filtreli sanki mükemmel bir görsellik var. fotoğraf çekenlerden para isteme konusu canımı sıktı biraz. onun dışında çok güzel anlatmışsınız, çok güzel fotoğraflar çekmişsiniz. ve enerjinize, yazılarınıza gerçekten bayıldım!
    Sevgi <3

  7. Sevgili Sera tatlı Sera..bu topraklara senin bile gitmiş olman içime heyecan ve hüzün rüzgarları estirdi..nefis bir yazıydı..
    Baktıkça “orda kal,orda kal”deyip durdum..
    Gitmeyi o kadar çok istiyorum ki

    (Sevgi/Değmesin Yağlı Boya)
    Artık bu adresteyim.

    • yorumunu görünce nasıl sevindiğimi anlatamam . blog yazmaya devam etsem de artık sevdiklerimi takip edememek beni üzüyor . daha sık uğramalıyım buralara

Bir Cevap Yazın